Bu Blogda Ara

16 Mart 2013 Cumartesi

Jehan Babur; Sahnede Devleşen Minik Kadın

Jehan Babur’u, ilk youtube üzerinde dinleyebileceğim farklı sesleri ararken fark ettim. Bülent Ortaçgil tarzına yakın şarkıları ve etkileyici sesi  benim ilgimi çekmişti. Şubat ayında iş yoğunluğu, kış mevsimi derken ve etkinliklerden uzak kalmışken biletix’e girip bu aralar ne var ne yok dediğim noktada 28 Şubat tarihinde Getto’da Jehan Babur konseri  dikkatimi çekti ve hemen konser biletini  aldım.
Jehan Babur beş kişilik  orkestrası ile sahneye aldı. Ufak tefek kadınların eğer sesleri de kuvvetliyse sahnede devleştiklerini düşünüyorum. Kendisi ile dalga geçen, şarkı söylemenin yanısıra  aralarda seyirci ile iletişim kuran ve güldüren,  güçlü sesi ile beraber vücut dilini çok iyi kullanan bir kadın. İki saat boyunca hiç temposu düşmedi hatta saatler geçtikçe temposu arttıJ Şimdiye kadar Uyan, Hayat ve Sarı olmak üzere üç albümü yayınlanmış. Önümüzdeki günlerde İstanbul ve Türkiye’nin diğer bölgelerinde konserlerine devam ediyor. Konser şehirlerine ve tarihlerine biletix sayfasından ulaşabilirsiniz.http://www.biletix.com/search/ANKARA/tr#Jehan Barbur
Jehan Babur kimdir ile ilgili detaylı bilgi ise vikipedi'de :) http://tr.wikipedia.org/wiki/Jehan_Barbur


3 Şubat 2013 Pazar

Tan Sağtürk Akademi ile Bale Dersleri

Anneler çocukluklarında yapamadıkları şeyleri kendi çocukları olduğunda onların yapmalarını isterler. Dürüst olmak gerekirse benimde çocukluğumda çok isteyip, yapamadığım etkinliklerden biri baleydi. Özellikle balenin kişilerin fiziksel duruşlarında ve davranış yetkinliklerinde disiplin kazanmalarında önemli olduğunu düşünüyorum. Düzgün duran, düzgün yürüyen kişilere bunu nasıl yaptıklarını sorduğumda bir bale geçmişleri olduğu cevabını mutlaka aldımJ Duru 3,5 yaşına geldiğinde onun için bale kursu araştırdım ve bu hafta ile birlikte Tan Sağtürk Akademi’de 4.dersini tamamladı. Akademide en ufak yaş grubu 3,5 yaştan başlıyor. Balenin yanısıra dans dersleri de veriliyor.

Tan Sağtürk Akademi Altunizade Şubesi


Tan Sağtürk Akademi’nin Türkiye genelinde 19 şubesi bulunuyor. İstanbul Anadolu yakası için Altunizade, Çekmeköy Avrupa yakası için Teşvikiye,Göktürk, Yeşilyurt ve Bahçeşehir şubeleri. Baleye kayıt yaptırmadan önce seçtiğiniz şubede örnek derse katılabiliyorsunuz. Örnek ders ile beraber çocuğunuzun baleye ilgi duyup, duymayacağı konusunda da az çok fikir sahibi olabiliyorsunuz.  
Tan Sağtürk Akademi ile ilgili detaylı bilgiye http://tansagturkakademi.com/anasayfa.aspx web sitesinden ulaşabilirsiniz.

İstanbul'da Karadeniz Mutfağının Adresi; Nalia

Nalia;Bostancı'da eski bir köşkün restoran hale getirildiği ve karadeniz yöresine ait birçok yemeğin tadına bakabileceğiniz bir restoran. Karadeniz mutfağı deyince de akla ilk hamsili pilav, mıhlama ve mısır ekmeği geliyor. Ben Nalia'ya gitmeden önce mutfağın bu kadar zengin olduğunu bilmiyordum.  Menüdeki karadeniz mutfağına ait diğer alternatifler ise; karalahana çorbası, turşu ve pazı kavurma, fasulye diblesi, hamsi tava, hamsi çilihtası, kıtır mantı , kara lahana sarması.  Önerim menüde yer alan  alternatiflerin hepsinden az da olsa tatmak. Tatlı menüsünde yer alan ve patenti kendilerine ait olan Nalia Misir tatlısı muhteşem. Avrupa yakasında da Güneşli'de şubeleri bulunuyor. Şimdiden afiyet olsun :)

Nalia Bostancı
Prof.Ali Nihat Tarlan Cad. No:103 Bostancı
T: (0216) 469 96 10

Nalia Güneşli
Yalçın Koreş Cad. No:2/3 Güneşli
T: (0212) 630 06 90


Hamsili Pilav


Hamsi Çilihtası (İçinde hamsi ve çeşitli otların karışımından oluşan omlet)















Kıtır Mantı (Bildiğimiz mantılardan çok farklı:)

Hamsi Tava
Nalia Mısır Tatlısı

2 Aralık 2012 Pazar

Çinli Anneler Batılı Annelere Karşı

Kaplan Anne’nin Zafer Marşı, New York Times Bestseller’larından biri. Yale Üniversitesi’nde hukuk profesörü Amy Chua tarafından 2011 yılında yazılan kitap; ruh ve beden sağlığı yerinde çocuk yetiştirmenin sırrının çocuğu pek çok yönden kontrol altında tutmak olduğunu öne sürüyor.
Kaplan Anne’nin Zafer Marşı, İki kız çocuğu olan kitabın yazarı Amy Chua’nın  çocuklarını nasıl yetiştirdiği ve çocuklarını yetiştirmek için kendi hayatını nasıl adadığına dair bir hayat hikayesi. Ben de bir anneyim ve çocuk yetiştirmek kılavuzu olmayan bir konu. Bu konu ile ilgili birçok kitap okuyorsunuz  ancak pratik hayatta kitaplardan okuduklarınızı uygulamak çok kolay olmayabiliyor.
Kitaba dönersem kitap çocuk yetiştirmeyi iki başlıkta topluyor; biri Çinli yöntemler diğeri ise Batılı yöntemler.Kitabın tamamını okuduğunuzda Çinli annelerin yetiştirme yöntemi için “Evet bunlar gerçekten psikopatlar ve topluma da yetiştirme tarzlarından dolayı yeni psikopatlar yetiştiriyorlar” diyebilirsiniz. Ancak belli noktalarda örnek alınması gerektiği yanlar olduğunu düşünüyorum. Örneğin; Batılı annelerin çocukların yaptıkları en ufak şeye veya başardıkları en ufak konu ile ilgili hemen takdir ettiklerini belirtiyor ancak Çin tarafında ise çocuğun takdir edilmesi için gerçekten zor olan bir konuyu başarması gerektiğini vurguluyor. Zoru başaran çocukta kendi sınırlarını genişletebiliyor. Çinliler çocuğun disiplinli olması için birçok yöntem geliştiriyor. Mutlaka ufak yaşlardan çocuğun bir müzik aleti çalmasını, bir spor dalında uzmanlaşması için anne babalar çocuklardan daha fazla efor harcıyorlar.
Kitap ile ilgili Publishers Weekly’nin yorumunu iletiyorum. Özelikle her anne babanın okuması gereken,keyifli bir kitap.
“Chua,tipik Asyalı çocukların sıra dışı başarılarının ardındaki sırrı açıklıyor:Çinli anne. Bu çocukları yetiştirmede başarılı olan en geleneksel yöntemi de ön plana çıkarıyor: Katı,eski ve tavizsiz değerler.Bu sistemle,ebeveynlerin Çinli olmasına gerek yok… Chua ve kendisi gibi Yale profesörü olan Yahudi kocası, iki kız çocuğu yetirtirmişler ve kızların hem okulda hem de müzikal kariyerlerinde inanılmaz derecede başarılı olmalarını sağlayan bu eğitim yılları, hem bir ebeveynlik modeli hem de dikkat edilmesi gereken bir hikaye olarak karşımıza çıkıyor. Chua, yöntemlerinin korkutucu olduğunu inkar etmiyor; fakat elde ettiği sonuçların tartışılmaz olduğunun da farkında!”
-          “Publishers Weekly”


1 Aralık 2012 Cumartesi

Fitness ile dans buluşmuş ve ortaya zumba çıkmış.

Yaklaşık bir buçuk ay önce spor salonuna yazıldım. Spor yapmak değil ancak spor salonuna yazılmak hayatımda bir ilk oldu. Büyük bir alan içinde birçok spor aletinin(özellikle başrolde koşu bantı ve bisikletin oynadığı)olduğu, koşu bantının üzerinde yürümek, koşmak veya bisiklette pedal çevirmek bana herzaman sıkıcı geliyordu. Hala da öyle geliyorJ  Peki neden yazıldım ben bu spor salonuna ve şu anda haftanın en az dört günü nasıl gidiyorum.Uzun süredir ismini duyduğum plates,yoga, taebo, spinning gibi stüdyo derslerinin bir arada olması ve bu derslerin nasıl olduklarını deneyimlemek beni yazılmam için motive etti.

Bostancı’da Clubsporium özellikle stüdyo derslerinin eğitmenlerinin iyi seçildiği spor salonu.Saat 18:00’dan başlayarak farklı üç salonda isteğe göre farklı derslere katılma alternatifi sunuyor.Stüdyo dersleri ikiye ayrılmış. Cardio İçerikli dersler (Vücut yağ oranını azaltmaya,solunum sisteminizi güçlendirmeye ve biz bayanlar için bunlardan daha da önemlisi sıkı ve fit bir vücuda sahip olmak için tasarlanan dersler.) Bu derslerin içinde ise spinning, fight kick, Tae Bo, Cardio, Boxing , Knock Out, Zumba, Step Board. Başlıktan da anlaşılacağı gibi bu derslerden zumba benim favorim. Spor yaparak hiç sıkılmadan hatta eğlenerek bir saat boyunca en az 500 kaloriyi kaybetmenizi sağlıyor. Youtube’tan aradığımda bu ders ile ilgili en uygun olabilecek videoyu buldum.



Yoga,Pilates,Core Strengt, Fit Body, Full Body dersler ise kas kuvvetinizi ve esnekliğinizi arttırarak , sağlam bir postür sahibi olmanızı sağlıyor.Plates’in boy uzattığı bile söyleniyorJ .Eğer masa başı işlerde çalışıyorsanız yoga ve pilates esnemenize ve vücut duruşunuzu değiştirmenize yön veriyor.
Genelde spor salonuna yazılanlar için  “Bir ay gidilir sonra da bırakılır diye” bir söylenti var. Ancak bu dersler ile gerçekten spor alışkanlık yapıyor. Özellikle zumbayı kapalı alanda spor yapmayı sevmeyen herkese tavsiye ederim.

23 Kasım 2012 Cuma

Bolu'nun Şirin İlçesi Göynük

Bayramda Bolu'nun sirin ilcesi Göynük'teydik. (http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6yn%C3%BCk,_Bolu#Ak.C5.9Femseddin_Hazretleri_T.C3.BCrbesi ). 1464 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından hocası Akşemseddin için yaptırdığı türbenin  olduğu Göynük İstanbul'a araba ile üç saatlik mesafede.Akşemseddin Türbesi'nin yanısıra Zafer Kulesi, Gazi Süleyman Paşa Hamamı, Tabak Dede ve Ömer Sıkkın Türbeleri gibi tarihi mekanları da bulunuyor.

Oksijeni bol havası  ve muhteşem yemekleri ile güzel bir haftasonu geçirerebilirsiniz.Göynük'ün benim için özel bir tarafı ise memleketim olması:) Özellikle son zamanlarda  Türk dizi ve filmlerinde de lokasyon olarak seçiliyor Göynük.İlçedeki yapılar Safranbolu evlerine benziyor. Konaklama icin İsletmesinin Temel Aksemsettinoğlu'na ait olan Göynük Otel ve Aksemsettinoğlu Konağında kalabilirsiniz. Biz ilk defa konakta kaldik ve cok keyifliydi.



 

Akşemsettinoğlu Konağı. Konak 118 yıllık tarihi yansıtıyor. İçinde farklı konseptler ile döşenmiş yaklaşık on odası bulunuyor. Özellikle kahvaltısı muhteşem.Göynük'ü yöresel hamur yiyecekleri, yine Göynük'e özel peynir, bal,tereyağ bulunuyor




.
Göynük'in ufak bir çarşısı var. Çarşıda Göynüklü kadınlar tarafından özel olarak işlenmiş örtüler bulunuyor.  






Göynük'te kadınlar fotoğraftaki teyze gibi giyiniyorlar. Piti kareli şalvar ve başlarında aynı desende başörtüleri.
Göynük benim icin yemek yeme cenneti. Özellikle et ve hamur yemeklerinin tadına doyum olmuyor.Göynük'e on dakika uzaklıkta Safranlar Köyüne de uğradık ve orada köylülerin kendi ürettikleri ve patentleri de kendilerine ait farklı ürünleri deneme fırsatı bulduk. Resimlerde hepsi ile ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz.


Safranlar köyünde ikram edilen enfes dolma ve baklava.
Alıç Sirkesi. Patenti Safranlar Köyüne ait.Sabah yemeklerden önce içildiğinde zayıflamayı sağlıyormuş:)

Uğut Tatlısı. Vücuttaki toksinleri atmayı sağlıyormuş.İçinde 105 vitaminin olduğu bilgisini verdiler.




25 Temmuz 2012 Çarşamba

Alaçatı Tatilinden Geriye Kalanlar...



Çeşme’ye ilk defa çok yakın bir arkadaşımın düğünü için geçen sene gitmiş ve beğenmiştim. Yakın dostlarımız Murat&Nuray ile de karar verip tatil rotamızı Alaçatı olarak belirledik. Her ikisi de geçekten organizasyon konusunda çok başarılılar ve bu tatil organizasyonunda bunu birkez daha kanıtladılar.

Duru'nun köpek sevgisi:) Alaçatı sokaklarında hemen hepsinde sevimli köpeklere rastlayabilirsiniz. Yapıların tümü taş bina.


Nuray’ın yoğun süren otel arayışları sonrasında bulduğu butik otel Triangula tek kelime ile muhteşemdi. Toplam ondört odadan oluşan, bembeyaz mobilyalar ile dekore edilmiş, Alaçatı mekanlarına göre büyük bir bahçesi olan ve bahçesinde de keyifli havuzu olan bir butik otel. Ancak otelin en güzel yanı ise otelin sahibi ve işletmecisi Burcu ile otelin mimarı olan abisi Burak’tı.Burcu bir süre iletişim dünyasında kurumsal firmalarda çalıştıktan sonra iki sene önce bu oteli açmaya karar vermiş. Mimar olan abisi Burak’ta ortaya çok güzel bir eser çıkarmış. Otelde toplam çalışan sayısı anneleri ile beraber beş kişi.Oda kahvaltı konseptinde işletiyorlar. Otelin zayıf gördüğüm tek yanı ise sabah kahvaltılarıydı. Otelde rutin olarak 17:30-16:30 saatlerinde akşam çayı oluyor ve hergün bu çayın yanında Burcu veya annesi tarafından yapılan nefis kurabiyeler, çörekler, kekler çaya eşlik ediyor. Özellikle lor peynirli kurabiyenin tadına doyamadık.Tarif istedik ama tarif vermenin yasak olduğunu öğrendikJ Otelin menüsündeki farklı bir tatda, Burcu’nun  Amerika’da bir barda tesadüfen içtiği Lavantalı Martini . Burcu tadını çok beğeniyor ve tarifini istiyor ancak kendisinin bize yaptığı gibi, tarifini alamıyor. Yılmıyor, kendisi denemeler yapıyor ve formülünü buluyor. Şu anda da otelin en popüler içkisi olarak yerini alıyor.

Triangulo Butik Otel. http://www.hoteltriangulo.com/


Alaçatı-Çeşme küçük bir yer olmasına rağmen farklı mekanlara gitmek için mutlaka arabayla olmanız şart. Plajlar  farklı alanlarda konumlanmış durumda. Ilıca’da halk plajı var. Çok kalabalık olduğu için oraya gitmeyi tercih etmedik. Ayo Yorgi koyunda ise çeşitli işletmelerin oluşturdukları alanlar var. Bu alanlardan benim yani bizim favorimiz Ayo Yorgi Bayblon oldu. Her işletmenin içeri giriş ücreti kişi başı 30 TL. Tabii orada yediğiniz ve içtiğiniz herşey için ayrıca ücret ödüyorsunuz. Babylon çimlik alandan oluşuyor. Gittiğinizde mutlaka bir ağaç bulup onun altında konumlanabilirsiniz. Ya şezlong istiyorsunuz ya da minder.  Babylon FM yayınında çalınan güzel müzikler orada geçirdiğiniz zamanı daha da keyifli hale getiriyor. Ayo yorgi koyunda deniz kum değil, taş ve çakıllardan oluşuyor. Deniz ısısı da normal.Niye normal diyorum çünkü birazdan Altınkum plajından bahsedeceğimJ Babylon çocuklu aileleri de düşünüp, 4 yaşını doldurmuş çocukların zamanlarını geçirebilecekleri bir alan olutşurmuş ve orada çocukları kontrol eden, onlarla beraber boya,takı yapan bir eğitmen bulunuyor.Çeşmede her plajda midye dolma satanlar bulunuyor. Ayo yorgi de Pamuk işletmeyi almış. Güneşlenirken yanınızdan midyeci, mısırcı geçiyor ve ister istemez sürekli bir yeme modunda oluyorsunuz .Tabii tatil ekibinde Nuray ve Murat gibi midye canavarları da varsa midyecilerin kısa bir süre bayram etmesine de şahit olabiliyorsunuzJ Babylon’un yemek menüsü için süper dediğim bir şey yok ama oraya giderseniz otlu ayran ve limonata içmeyi untumayın. Babylon’un yanısıra Ayayorgi koyunda güneşlenebileceğiniz ve gününüzü geçirebileceğiniz Marrakech, KafePi,Solamare bulunuyor. Bu mekanlar akşamda bar, konser alanına dönüşüyorlar.


Alaçatı'da en iyi midyeyi Altınkum sahilinde Ramo Beach'te Midyeci Emin'den yiyebilirsiniz.

Ayo Yorgi Babylon.















Diğer plajlardan biri  ise Altınkum. Deniz masmavi, su inanılmaz berrak ancak buzdolabında eriyen buzların soğukluğunda bir kıvamı var.Denize girmek bayağı bir zamanınızı alıyor. Oldukça sığ bir deniz. Yine Altınkum tarafında da en iyi olduğunu düşündüğüm mekan ise Funbeach. Beyaz kum alanı ve yine çimenlerden oluşan alanları var.
Altınkum Plajı Fun Beach.

Bir de tabiki esas Alaçatıyı popüler hale getiren surf alanları bulunuyor. Açıkçası surf yapmak istemediğimiz için oradaki plajları ziyaret etmeyip, şöyle bir yanından geçelim dedik Orada da aldığımız bilgilere istinaden gideceğiniz en iyi plaj Alaçatı 11.

Gelelim yeme,içme kısmına. Her akşam farklı bir lokasyona gidip,farklı tatları deneyelim dedik.
Oralara gitmişken çöp çiş yemeden olmazdı. Çöp şiş deyince de Çeşme’de tek adres Topçu.Büyük bir bahçenin içine kurulmuş, çöp şişi lezzetli olan bir mekan.
Alaçatı’nın içinde rezervasyonsuz yemek yiyemeyeceğiniz Asma Yaprağı bulunuyor. Asma Yaprağı’nda  yemekler farklı yörelere ait. Birçok kadının mutfakta hazırlıklarını yaptığı bir restoran. Restoran alaçatının sokaklarında konumlanmış. Masalarda mavi beyaz piti kareli örtüleri, eski sürahileri günümüz çatal bıçak tabaklarından farklı otantik dekorasyonları bulunuyor.Masaya oturduktan sonra bir süre sipariş için beklemeniz gerekiyor. Çünkü restoran sahibi sıranın size geldiğini söylüyor.Sizde masanızdan kalkıp, yemeklerin bulunduğu iç alana gidip, seçimlerinizi yapıyorsunuz. Yemekler gerçekten efsane. Daha çok meze ağırlıklı.Ancak daha önce adını ve tadını bilmediğim mezeleri tatma fırsatım oldu. Özellikle vişneli sarmasını, paşa mezesini tavsiye ederim.
Diğer yemek mekanımız ise Dost Pide idi. Abartmıyorum hayatımda yediğim en lezzetli pideydi..
Kumrucu Şevki'nin kumruları da Dost Pide'nin pideleri kadar lezzetli.Çeşme Marina'da da mutlaka birkez kaç uğradığımız noktalardan oldu. Marina'da çeşitlik restoranlar bulunuyor. Eğer akşamları güzel müzik dinlemek isterseniz Marina'da Hayal Kahvesi'ne gidebilirsiniz.





Asma Yaprağı'nın lezzetli yemekleri.

Tabii deniz, güneş tatil mekanlarında olmazsa olmaz menülerden biri de balık . Triangula otelin sahibi Burcu’nun önerisi üzerine Port Marina yakınlarında bulunan Ali Baba’ya gittik. Ali Baba’nın manzarası ve atmosferi oldukça keyifli. Mezeleri ve balığı ise atmosferden daha da keyifli.Yolunuz düşerse mutlaka kekik salatasının tadına bakın derim.

Muhteşem ikili Sevgili Nuray&Murat.




Beş gün geçen güzel tatilden aktaracaklarım bu kadar. Ama tatile dair en önemli notlarım ise; hayattan, yemekten,içmekten zevk alan arkadaşlarınız var ise o tatil daha keyifli hale geliyor. Ancak sabah kahvaltısında öğle yemeğinde ne yiyeceğiz, öğle yemeğinde ise akşam yemeğinde ne yiyeceğiz diyen bu arkadaşların sayesinde tatil sonrasında tartıya çıktığınızda acı gerçek ile karşı karşıya kalıyorsunuzJ
Dinlenmek için gerçekten deniz tatili şart. Bu tatilde bunu birkez daha anladım.


28 Haziran 2012 Perşembe

Sevdikleriniz için farklı bir hediye alternatifim var.

Sevdiklerimize hediye almak veya onlara sürpriz yapmak için hep düşünürüz “acaba bu sene doğum gününde ne alsam veya nasıl bir sürpriz yapsam diye”. Bir de sürpriz yapmayı düşündüğümüz kişiler yemek yemekten hoşlanıyorlarsa ve yemek yapmayı da seviyorlarsa size önereceğim süper bir hediye altnernatifi ISTANBUL CULINARY INSTITUTE.

Odakule yakınlarında ufak butik bir restoran olan ICI enstitünün kapıları 07:30 da açılıyor. 08:00 de mesaisi başlayan bizler için kahvaltı yapmak için oldukça ideal. Kahvaltı demişken benim için en ideal kahvaltı menüsü ise gözleme. Eğer ben kahvaltımda çeşit görmek istiyorum derseniz  kahvaltı tabağı önerilir. 07:30 da müşteriler ile beraber öğrenciler de geliyor. Hepsi aşçı önlüklerini giyiyor ve kısa sürekli yemek kursları için hazırlıklarına başlıyorlar. En son gittiğimde yemek kursları ile ilgili bilgi aldım. Aşağıda bazılarını sizlerle de paylaşıyorum.Hediye vermek için farklı bir alternatif olabilir.


 

ICI Enstitü Temmuz Ayı Programları


16-17-18-19-20 Temmuz 2012 /Türk Mutfağı Günleri- Eğitmen Şefi Pamela de Andria
1.gün-Zeytinyağlılar / Zeytinyağlı taze fasulye, Zeytinyağlı enginar, Zeytinyağlı yaprak sarma, İmam bayıldı (Günlük katılım 120 tl)
2.gün-Mezeler / Acılı ezme, çerkez tavuğu, mercimek köfte, haydari, fasulye piyası (Günlük katılım 120 tl)
3.gün-Börekler / Kabaklı,beyaz peynirli tepsi böreği, kıymalı çiğ börek, ıspanak ve lor peynirli gül böreği, paçanga böreği (Günlük katılım 120 tl)
4.gün- Köfteler / Pekmezli et yahnisi, islim kebabı, kadınbudu köfte, elbasan tava (Günlük katılım 130 tl)
5.gün- Tatlılar / Sakızlı muhallebi, irmik helvası, vişne soslu lor dolaması, şekerpare (Günlük katılım 120 tl)

Adres: Meşrutiyet Cad. No:59 Tepebaşı, 34437 Istanbul
Tel: 0212 251 22 14-15

www.istanbulculinary.com